Kayıtlar

Yerel Lezzetler 2

ACI OT Bodrumluların milli otudur. Mutlaka denenmesi gerekir.  Hazırlanışı; pazardan bir iki demet acı ot alınır. Dip kısmından biraz kırarak temizlenir. Eğer kırılmazsa serttir. Nereden, hangi boydan kırılıyorsa oradan bir iki santim büyüklüğünde ince ince doğranır, bol suda kumlu kalmayana dek güzelce yıkanır. Sonra süzgeçten geçirilir.  Bir tavaya bir- iki baş soğanı nohut tanesi büyüklüğünde doğrayıp, bunları tavanın alt kısmına seriniz. Acı otları da üzerine ilave edip, bir tatlı kaşığı tuz ekleyip, kapağını kapatınız. yanmaması için tavanın içine bir fincan su ekleyiniz. Acı ot, kendi suyunu çıkaracaktır. Zeytinyağı da ekleyip,5-10 dk. daha kavurunuz. 200 gr çökelek peyniri ilavesi ile 5 dk. daha kavrulur. Daha sonra üzerine yumurta kırılır, yumurta piştikten sonra ocaktan alınır ve servis edilir. 

Yerel Lezzetler

Fink Bakla Fink bakla, bezelye benzeri bir baklagildir. Mart-nisan aylarında Bodrumluların sevdiği ve yerel pazarlarda satılan bir yemektir. Fink bakla yapılışı; öncelikle bol su ile iyice yıkanır. Bir tencereye su ve tuz ilave edilerek pişirilir. Sonra bir tepsiye konur. İsteğe bağlı tuzlanarak veya sarımsak, zeytinyağı ve limon karışımı yapılarak da yenebilir. 

Bir Masal...

Eskiden büyüklerin anlattığı ve hafızamda kaldığı kadarıyla Muğla şivesi ile bir masal paylaşmak istedim.  Tan tan gabecik, beni aldaten bubecik masalı Kıtlık mı varmış u zaman, nasıl deyem sene. Bir adamla bir gadın varmış .Gadın, çocuk duğup büyüdükten sonra gendi çocuğunu istememiş. Gocasına sürekli: "Bunu at gel, bunu at gel, bunu at gel" dermiş. Bir gün baba da biniyor eşeğe, torba da hazırlamış. İçine ekmek, su, bir çift de gabak. Çocuğu da bindirmiş eşeğe. Tağa gitmişler. Tağa varınca çocuğu indirmiş eşekten: "sen bunu yiyego, ben odun edeyim" demiş. Adam çocuktan biraz uzaklaşınce, yanında getirdiği gabakları ağaca asmış. Özgerden de kabaklar birbirine çarpmaya başlamış. Çocuk bu sesleri duydukça, "bubam odun ediyo" dermiş. Akşam karanlık çökmüş. Gelen giden yok. İki denen gabak birbirine çarpıpduru. O zman da: "Tan tan gabecik, beni aldaten bubecik" diye ağlamaya başlamış. Sonra ak sakallı, pamuk yüzlü bir dede çocuğun yanına ge...

Zephyros (Zefiros) Kimdir?

Resim
Bu soruyla çoğu kez karşılaştık. Kelimenin aslı Zephyros isminden türemiştir. Motelimizin kamping döneminde bir grup üniversiteli gencin de bu ismin oluşmasında katkısı olmuştur:) Zephyros isminden Zeferiya'ya , daha sonra da Zeferia 'ya dönüştürülmüştür.  En detay ve doğru yanıtı verebilmek için Zephyros'un açıklamasını yapmak gerekir.  Halikarnas Balıkçısı'nın Bodrum'u ilk gördüğü andaki duygularını anlatan Mavi Sürgün isimli kitabında; "Mavinin asıl canı ciğeri gönlü olan maviliği ilk olarak mal eden ben değilim. İlk yıllardan beri şehir mavi esen delikanlı Meltem Tanrısı Zefiros'un adından Zefiriye diye anıldı" olarak yazmıştır. Yani tanım olarak; hem Bodrum şehrine tarih öncesi zamanlarda verilen bir isim olarak bilinir. Hem de y abancı kaynaklarda "the west wind (batı rüzgarı)" olarak tanımlanmış mitolojik bir tanrıdır.  Hikaye 

Giriş

Resim
Merhaba, Halikarnas balıkçısının o içten, samimi ve herkesi kucaklayan merhabası ile... Sabahattin Batur'un "Merhaba" şiirinden kısa bir alıntı ile giriş yapmak isterim. "... He he hey be Halikarnaslım He he hey be kocaman adam Merhaba sana gönülden, Merhaba havadan, karadan,denizden Bir de sen kükre Balıkçım Bir de sen söyle yürekten Merhaba! Merhaba! Merhaba! Merhaba tertemiz! Merhaba gülerekten!" Muğla'nın güzel tatil beldelerinden biri olan Bodrum, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi zenginlikleri de içerisinde barındırmaktadır. Sanırım bu durumu en iyi açıklayacak olan zamanında Bodrum'a sürgüne gitmiş ve orada yaşamış Halikarnas Balıkçısı yani Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın şu dizeleridir; "Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin Sanma ki sen Geldiğin gibi gideceksin Senden öncekiler de böyleydiler Akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler" Mavi Yolculuk, Halikarnas Balıkçısı ta...